top of page

Charlie Brown


ree


Peanuts…Kimler Charlie Brown ve Snoopy’i hatırlıyor?

Bir yoklayın hafızanızı!


Bir çoğumuz bu sevimli karakterlerden ayrılmamak için üzerinde Snoopy, Charlie, Patty ve diğerlerinin resimleri olan kalemlerin, defterlerin, tişörtlerin peşinde koştuk. Hatta eminim “bizim zamanımızda…” diye başlayarak çocuklarımıza bu karakterlere olan sevgimizi anlatmışlığımız bile vardır, özellikle de Snoopy’i.


Peki, neydi Charles M. Schulz’un efsane çizgi romanı Peanuts’ta bizi kendine çeken?
Felsefe? Samimiyet? Sadelik? Anlaşılır olmak? Arkadaşlık?

Bence cevap hepsi… Çünkü tüm bunlar İNSAN OLMANIN özü. İnsan olmak duygularımızı, gölge taraflarımızı samimi bir şekilde görmek, özümüzden ödün vermeden gerçeği kendimize yansıtmak, küstüğümüzde barışabilmek değil mi? Bunu çocuksu bir saflıkla yapabilmek bizi güçlü ve doğal kılmıyor mu?


Shultz’un çok sevdiğim bir Peanuts hikayesinde bir gün Patty, Charlie Brown'a sorar. "Abraham Lincoln olmak ister miydin?" Charlie, "Şüpheliyim," diye yanıtlar. "Sadece sade Charlie Brown olmakta yeterince zorlanıyorum."


Kendimiz dışında her şey olmaya çalıştığımız ve kendin olmanın çok zor bir oyun olduğu dünyada yetişkin farkındalığına yönelik ne muhteşem bir tespit.

Belki de bu yüzden Shultz’un Peanuts karakterlerin hepsini ayrı ayrı seviyorum. Bana çocukların hayatı sorgularken bir yetişkinden daha iyi gözlem yaptığını ve hayata gelecek endişesi taşımadan baktığını hatırlatıyor. Çünkü çocuklar çoğu yetişkinin yaptığı gibi derin karamsarlıklara saplanıp kalmıyor. Ve saf yani yargısız alandan duygularına bakıyor.

Tıpkı başına gelen olumsuzluklara rağmen yukarıdaki çizgide gelecek için çok endişelenmeyi bıraktığını söyleyen Charlie Brown gibi.


“Hayat zor. Günde sadece bir kere hayattan korkuyorum.”

Bu alıntı aslında derin bir felsefe içeriyor ve sürekli devam eden bir endişe halindeyken günlük yaşama odaklanmayı sade bir dille ne güzel anlatıyor. Çünkü “bugün”, geçmişten öğrendiklerimizle yarını oluşturmak adına yapılan bir “eylem günü” aslında.


Bu yüzden ebeveynler olarak bilmeliyiz ki çocuklarımız içinde bulundukları dünya üzerinden (aile, arkadaş, çevre, ülke vb.) yaptıkları gözlemlerle kendi felsefelerini oluştururlar. Ve yaşadıkları deneyimler üzerinden yaptıkları çıkarımlar bir yetişkininkinden daha az ya da çok değildir. Onlar iyi bir gözlemcidirler ve duygularıyla hep bağlantıdadırlar, ta ki biz onları bu felsefeden uzaklaştırana dek.


Ama yine de geç kalmış değiliz. YENİ İNSAN her şeyin bugün başladığını düşünerek yapılacak ilk şeyin ne olduğunu kendine dönerek, öğrenerek ve yaparak bugüne başlıyor.

.

Peki, ya siz? Sizin bugünlerdeki yaşam felsefesiniz nedir?

.

E.C.



 
 
 

Comments


Ekin Cengiç, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca yayın yapmaktadır. Bu web sitesindeki hiç bir öge izinsiz veya alıntı gösterilmeden kullanılamaz veya çoğaltılamaz. ekincengic.com sitesinden alınan tüm içerikler için bu telif hakları kabul edilmiş sayılır ve her türlü yasal hakkı saklıdır.

bottom of page