Dikkat Etme Sanatı

#artofnoticing #creativity

#yeniinsan #seeing

GÖRÜŞ BİÇİMİMİZ

“Bizi çevreleyen dünyada kendi yerimizi görerek buluruz. Düşündüklerimiz ya da inandıklarımız nesneleri görüş biçimimizi etkiler. Hiç bir zaman tek bir nesneye değil, nesnelerle aramızdaki ilişkilere bakarız her zaman. Görüşümüz sürekli olarak canlıdır; hareketlidir; ve her şeyi çevresindeki bir çember içinde tutar; görüşümüz bulunduğumuz durumda bizim için orada var olabilecek her şeyi gösterir bize.” diyor Jon Berger, “Görme Biçimleri” isimli eserinde.

ZİHNİMİZ x BAKIŞ AÇIMIZ

Yazar Anais Nin ise Jon Berger’in bu tespitinin altına imza atarcasına

“Nesneleri oldukları gibi değil, olduğumuz gibi görürüz.” diyor.

Yani kendi zihin dünyamız bakış açımızı belirliyor.

BAKMAK x GÖRMEK

Peki bakmak görmek midir? Yani zihnimizde oluşturduğumuz dünya ile dış dünyamıza baktığımızda gördüklerimiz üzerinde kontrol sağlayabilir miyiz?

İşte yaratıcılık ve farkındalık tam da burada devreye giriyor sanki. Yaratıcılık kavramı tanımı yapılırken çoğu kez “Herkesin gördüğü şeyi farklı görüp, farklı yorumlamaktır.” diye söylenir.

DİKKAT x YARATICILIK

Dikkatimizi nereye verdiğimiz ve sonuçta dikkatimizi kullanarak bilinçli seçimler yapmamız ve eylemlerde bulunmamız insan olmamızın özünde yatan temel özelliğimiz değil mi?

Gerçekten baktığımız herhangi bir noktaya bilinçli bir farkındalıkla; tüm varlığımızla ve tam olarak kendimizi vererek dikkatimizi yoğunlaştırmamız, farklı bir bakış açıcı geliştirmemize, orijinal bir yorum, fikir ve görüş oluşturmamıza da katkıda bulunuyor.

DİKKAT EĞİTİMİ X YARATICILIK

Bugün Google ve Goldman Sachs gibi sektörlerinde öncü kurumların/markaların kendi iç yönetimlerinde çalışanlarının konsantrasyon, odak ve yaratıcıklarını destekleyecek eğitimlere ciddi anlamda yer verdiklerini görüyoruz.

Yazar Rob Walker’ın, “THE ART OF NOTICING – Dikkat Etme/Farkına Varma Sanatı” adlı kitabında “Bakmak/ Looking” konusuna yer vererek, hepimizin bu özelliğimizi geliştirebileceğimiz, birbirinden farklı ve eğlenceli pratikler sunuyor. İşte bu pratiklerden bazıları:

1. PENCERENİZDEN DIŞARI BAKIN.

Odanızın penceresinden 10 dk kadar dışarıya bakın. Gördüğünüz manzarayı tanımlayın. O ana kadar dikkatinizi çekmemiş 3 şey bulun. Bunu daha önce hiç bulunmadığınız bir yerin penceresinden de deneyebilirsiniz. Gördüğünüz manzaradaki detayları inceleyebilirsiniz

2. DAHA YAVAŞ BAKIN.

İster bir sanat müzesinde gördüğünüz bir sanat eserine, dilerseniz gittiğiniz bir markette seçeceğiniz 5 ayrı ürüne 10 dakika süreyle bakın. O güne kadar görmediğiniz yeni detaylar görecek, yeni bağlantılar kurabileceksiniz ve ilk izleniminizi bir daha gözden geçirmek durumunda kalabileceksiniz.

3. RENK YÜRÜYÜŞÜ YAPIN.

Sanatçı Munro Galloway, genellikle öğrencilerine 1 saat yürüyüş yaptırarak çevrelerindeki her renge duyarlı olmalarını öğüt veriyor. Öncelikle hangi renkleri fark ediyorsunuz? Hangi renkler kendilerini daha yavaş belli ediyor? Hangi renkler zaman içinde değişiyor? Hiç beklemediğiniz hangi renklerle karşılaşıyorsunuz?

4. RAKAMLARA BENZEYEN NESNELERİ SAYIN.

Çevrenizde gördüğünüz rakamlara benzeyen nesneleri sayın. Buradaki amaç, yürürken çevrenizde görebileceğiniz hiç beklenmedik şekil, ebat ve bağlamları bulabilmek. Mesela 2 rakamına benzeyen bir nesne, örneğin bir tahta parçası olabilir mi? Ya da 8 rakamına benzeyen bir taş?

5. ODAYI ÇİZMEYE ÇALIŞIN.

Biraz önce çıktığınız odayı çizmeye çalışın. Örneğin içinde bulunduğunuz fiziksel çevreyi iyice gözden geçirin. Sonra başka bir alana geçin ve terk ettiğiniz mekanı çizmeye çalışın. Çizgileriniz çok detaylı olmak zorunda değil; sadece o alanın temel unsurlarını, neleri ihtiva ettiğini, mobilyaların yerlerini vb. çizebilirsiniz.

Rob Walker, bu ve benzeri daha pek çok pratik sunuyor kitabında.

Peki, sizler “DURMAK, BAKMAK ve GÖRMEK” eylemi içerisinde, odağınızı ve dikkatinizi geliştirirken aynı zamanda yaratıcılığınıza da katkı sağlayacak ne gibi egzersizler yapıyorsunuz.

E.C.