top of page

Marshmallow Deneyi


Bir gün yakın bir arkadaşım 18 yaşına giren oğluna sıra dışı hediye vermeye karar verdi. Ve tüm arkadaşlarından, kendi yaşam deneyimlerinden edindikleri altın değerinde bir nasihati ona hitaben yazmalarını istedi. Tahmin edersiniz ki ortaya farklı bakış açılarıyla zenginleşmiş müthiş bir kitap çıktı.

Hiç şüphesiz ki farklı bakış açılarıyla zenginleşmek kişiye “uyarlanabilir düşünme” becerisi katarken, adaptif liderliğin temelini oluşturan “öğrenmeye ve gelişmeye açık olmak” ilkesini de ortaya koyuyor. Ve bu bizi sabit bir zihinle değil, büyüyen bir zihinle hareket etmeye yöneltiyor.

Araştırmalar insan zihninin herhangi bir ortamda oluşan değişikliklere uyum sağlaması için iki şeye ihtiyaç duyduğunu söylüyor.


1) Yapma becerisi
2) Sabretme/dayanma isteği

Dayanma isteğine bir anlamda anlık hazlarımızı ya da dürtülerimizi erteleyebilme hali de diyebiliriz. Çünkü zihnimizin anlık memnuniyetlerin cazibesine yenilemeye yatkın bir yapısı var. Çoğumuz günlük rutinlerimizi yönetirken dikkatimizi dağıtan bir çok unsurlarla karşılaşırken anlık dürtülerimizi yönetmeyi ve anda odaklanmayı ne kadar becerebiliyoruz? Bu sanki her gün yemememiz gerektiğini bildiğimiz cazip yiyeceklere karşı koymak kadar zor bir durum..


Mesela, çoğumuzun yaptığı ilk şey -iş ve sosyal hayat dahil olmak üzere- gittiğimiz bir yerde biriyle sohbet ederken telefonlarımızı çıkarıp hemen masanın üzerine koymak, sonra da bir bip sesiyle veya ekran hareketiyle uyarılarak gelen bildiriye cevap verme veya kim olduğuna bakma dürtüsüyle gözümüzü kaydırıvermek oluyor. Bu kaçamaklar o kadar çok ki bu durum karşımızdakine veya işimize odaklanmamızı, çevremizde olan biteni dikkatle gözlemlememizi zorlaştırıyor. Üstelik kuracağımız etkili etkileşimin önünü keserken, gizliden gizliye irademizi ve dayanma gücümüzü de test ediyor.

.

İrade ve dayanma gücü demişken, eğer izlemediyseniz 1972 yılında Stanford'lu psikolog Walter Mischel tarafından uygulanan ve 4-6 yaşları arasındaki anaokulu çağındaki çocukların kendilerini kontrol etme ve duygularını yönetme becerilerini ölçmek için yaygın olarak kullanılan Marshmallow Deneyini (Hazzı Erteleme Testi) izleyin.


Bu videoyu aşağıda izleyebilirsiniz.



Bu test ile aslında iki önemli şey gözlemleniyor. Bunlardan birincisi kendini kontrol edebilme becerisi, diğer ise bekleyebilmenin ne kadar yapılabilir veya uygulanabilir bir şey olduğu. Daha da önemlisi bu testi başarıyla geçenlerin, yani hazlarını ertelemeyi başarabilmiş çocukların, yaşamlarının ileriki yıllarında her anlamda daha başarılı oldukları görülüyor.

Beklemenin ne kadar yapılabilen ve yapılabildiğinde ise ne kadar tatmin edici sonuçlar doğurabilen bir erdem olduğunu ifade eden, kültürümüze özgü altın nasihatlerden “Sabrın sonu selamettir.” atasözü belki de bize sunulan en güzel hediyelerden biri.


Bu bana zorluklar karşısında pes etmemeyi öğütlerken, diğer yandan adaptif becerilere sahip bir liderin/kişinin güçlü bir dürtü kontrolüne sahip olmasının harekete geçmeden önce düşünmeyi sağladığını hatırlatır. Çünkü anlık memnuniyet ihtiyacını kontrol edebilmek önemli bir liderlik becerisiyken tersi kısa yollar peşinde koşan veya düşünmeden anlık tepkiler veren zayıf liderlik becerilerinin sergilendiği bir tutum olarak düşünülebilir.

.

Peki, sizce siz nasıl bir hazzı erteleme becerisine sahipsiniz? Mesela, aklınıza düşen bir eşyayı almayı ne kadar erteleyebiliyorsunuz? Ya da karşınızdakinin sözünü kesmeden onu ne kadar dinleyebiliyor musunuz? Veya mesajı yolladığınız kişiye karşı “Mavi tık oldu, hala cevap yazmıyor hemen bir tane daha yazayım mı?” diye düşünüyorsunuz?


EC.

Recent Posts

See All

Comments


Ekin Cengiç, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca yayın yapmaktadır. Bu web sitesindeki hiç bir öge izinsiz veya alıntı gösterilmeden kullanılamaz veya çoğaltılamaz. ekincengic.com sitesinden alınan tüm içerikler için bu telif hakları kabul edilmiş sayılır ve her türlü yasal hakkı saklıdır.

bottom of page