Çocuklarınızla nasıl bir uyum içindesiniz?
- Ekin Cengic
- Apr 1, 2022
- 2 min read
Uyumlu olmak, ahenk içinde olmak ne güzeldir!
Canlılık verir. Büyülü bir tınısı, tılsımı; güçlü bir enerjisi vardır.
Fransız sanatçı Sadeck Waff’ın kızıyla birlikte gerçekleştirdiği;
uyumun ve senkranizasyonun vücut bulduğu performanstan
bana böylesi bir enerji yansıdı.
UYUMUN KAYNAĞI
VE ÇOCUKLARIMIZ
Uyum,
birbirine yakışan,
bir araya geldiğinde tutarlılık sergileyen,
güven verici ve destekleyici ilişkiler yaratan
çok güçlü bir yapının özelliğidir.
Birlikte yaşadığımız kişilerle ortak noktalarda buluşmak, aynı dalga boyunda olmaktır özünde. Bu kişiler özellikle çocuklarımız olduğunda uyum çok daha dinamik bir boyut kazanır.
EBEVEYNLER VE ÇOCUKLAR
Çünkü çocuklar öncelikle biz yetişkinleri yansıtırlar.
Kopyala-yapıştır misali konuşmalarımızı, duruşumuzu ve jestlerimizi taklit ederler.
Hatta kendileri olmadan önce “biz” olurlar.
Bu yüzden özellikle kendi ebeveynlerinin “uyum içinde” olup olmadığını, başka bir deyişle adaptif becerilere sahip olup olmadığını, onlarla konuşurken kullandığımız kelimelerden, gösterdiğimiz tavır ve ilgiden çok iyi bilirler.
Aile ilişkisel bir sistem olduğundan, birbirleriyle uyum içinde olan ebeveynler çocuklarının deneyim ve duygularını farkında olduklarını onlara hissettirirken, aynı zamanda onları olgunlaştırırlar. Elbette altını çizmek gerekir ki bu uyum doğal olarak içinde zıtlıkları da barındırır.
ADAPTİF BECERİLERLE
AYNI DALGA BOYUNA GELEBİLMEK
Yani birbirimizle etkileşime girdiğimizde doğal olarak senkron olduğumuz kadar asenkron olduğumuz durumlar, anlar da vardır. Ve birbirimizle uyumlu olmak, bazı anlaşmazlıklara sahip olmayacağımız anlamına gelmez.
Önemli olan, değişime ayak uydururken yaşanan bu iniş çıkışlarına müsaade edebilmektir. Yaşananlar bizi farklı rollere taşır: Kimin haklı olduğu, kimin sorumluluk üstlendiği, kimin liderlik ettiği gibi…
Ayrıca aile üyeleri arasında sağlıklı bir bağın kurulabilmesi için tavır ve davranışlarımız üzerinde öz yansıtma yapmak ve ailenin bütünsel yapısını da düşünerek yeri geldiğinde kişisel ego ve tavırlardan feragat etmek de gerekebilir.
Çocuklarımızla bütünlük ve sevgi içerisinde;
onlara karşı, saygılı, cömert, açık kalpli, dürüst ve samimi davranarak;
ayrıca destekleyici ve şefkatli olarak,
aramızdaki yaş farkından doğan farklılıkları
yapıcı bir anlayışla iletişimimize taşıyabiliriz.
KENDİN OL, ÖRNEK OL, ESNEK OL,
İÇİNDEKİ ÇOÇUK OL.
Aile olalım ya da olmayalım,
insan olmanın özü başkalarını anlayabilmek
ve iletişimi sevgiyle çözümleyebilmekten geçtiği için
başkalarıyla olan iletişimimiz de
çocuğumuzun gelecekte sağlıklı ilişkilerden zevk alma anlayışını oluşturacaktır.
O yüzden, Sadeck Waff’ın kızıyla birlikte sunduğu performansına bu gözle bakıp,
Alman filozof Goethe’nin “Sanki tüm hayatım boyunca, yanlış melodiyle dans etmiş gibiyim.” hissinde olmamak için dönüp kendimize soralım:
Birbirimizle ve çocuklarımızla sihirli bir uyum yakalayabilmek için adaptif becerilere ne kadar sahibiz?
E.C.
Comments